3 Aralık 2015 Perşembe

Bakıcı


Eminim ki bu konu hakkında yüzlerce post bulabilirsiniz. Tamamen yabancı birine güvenmek, en değerli varlığını varlıklarını teslim etmek hiç tartışmasız en zoru .

Birde bizim hikayemizi okumak ister misiniz?

Atlas ve Aras doğduğunda nasıl bir temponun bizi beklediginden tamamen habersizdim, habersizdik.. Yaptıkları sürprizlerle beklenenden neredeyse 1,5 ay önce gelmişlerdi kucağımıza. İlk 3 ay annem kayınvalidem, teyzeler, hep birlikte seferber olduk. Sonra olacak gibi değil bir yardımcı alalım noktasına geldim. Sadece ev işleri ve yemek yeterliydi ki annem ve kayınvalidem zaten yemek konusunda desteklerdi.  Tanıdık vasıtasıyla gündüzlü bir yardımcı bulduk. Başladı. Çocuklar 9-10 aylık olana kadar çok sıkıştığım noktalarda bana destek oldu onun dışında hep ev işleriyle ilgiliydi. Sonra benim ufak markete alışverişlerim, uyurlarken bir arkadaşla kahve içelim molalarinda baktım ki çocuklarla çok iyi idare edebiliyor. Dedim ki "tekrar işe dönebilir miyim acaba?" Ve 15 ayin sonunda kurumsala dönüş.. Yaklaşık 1 yıl daha aynı ablamizla yola devam ettik. Sonra benim işim ile ilgili gelişmeler sebebi ile saatlerimiz uymamaya başladı. Üzülerekte olsa yollarımızı ayırmaya karar verdik.. Kolay olmadı, çocuklar çok alışmışlardı. Ve tabii ablamızda..

Ve taa taaam ! Yatılı bakıcı krizi işte o anda başladı! İlk önce Türkmen bir ablamız oldu.. İlk hafta yok olmayacak yapamayacak diye düşünürken uyum sağlamaya başladığını gördük.. Adapte olmaya başlamıştı artık çocuklara. E zaten çocuklar okuldalar, ev işlerinde de kendimi prenseler gibi hissettiğim bir 3 ay geçirdim.. Sonra yavaş yavaş ( ki sonradan anlıyorum tüm saflığımla o dönemde inandım! ) 'hasta hissediyorum, ben çocuklarımı özlüyorum' demeye başladı. Ve inanın oturup karşısında ağladım! Annem seferber oldu biletini alıp 1 hafta çocuklarına göndermek için. Hep birlikte tatile çıkacağımız günün öncesinde ve hatta ve hatta tam 1 gün öncesinde 'ben daha fazla dayanamıyorum çocuklarıma dönücem' dedi ve yine karşısında ağlayarak ertesi gün havaalanına bıraktık! Gidiş o gidiş.. Anında telefonu kapandı, buhar oldu gitti. İşte o an kafamda ampul yandı.. Gitmemişti! (orası ayrı hikaye resmen) Gerçekten kendimi aptal gibi hissettim. Oturup ağladığıma mı yanayım, saflığıma mı üzüleyim bilemedim. He tabi birde işin napıcam ben şimdi boyutu var ki içler acısı... Çocukları kayınvalidemlerin yazlığında bırakıp döndük tatilden..

Dönünce yana yakıla bakıcı ararken denize düşen yılana sarılır misali, yeni ablamızı bulmuştuk! Düşündükçe hala sinirimden gülüyorum bak şimdi! Abla yatılı kısmını öyle yanlış anlamış olmalı ki, sürekli yatıyor. Hiç bir işe elini sürmüyor. Bildiğin yatılı :) Bir haftasonu '5' dakika duşa gireyim dedim, çıktım çocuklar oynuyor bu bildiğin uyuyor ( gözleri kocaman açılmış emoji ) 2 hafta bizim evde konaklarken annem çocuklara baktı sağolsun :) 2. haftanın sonunda ' ay çok iyisin hoşsun(!) ama biz devam edemeyeceğiz seninle konuşması yapıp ayrıldık..

Şimdi yolumuza başka bir abla ile devam ediyoruz.. Bakalım , hakkımızda hayırlısı...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder