Kucağımda uyuyan çocuğu yatağına koyunca elektrik çarpmış gibi bir anda çılgınlar gibi ağlasın birde. Böyle böyle yatağımızda yatmaya alıştılar. Bizde kafamıza gözümüze tekme yemeğe :)
Rutinimiz şu; ağlayanı uyuyanı uyandırmadan bir kaç denemeyle yatağında uyutmaya çalışmak (ilk kalkan üzerinde yatağında uyutma teknikleri kullanıyoruz sadece sonra koyverip gidiyoruz :) ) sonra baktık olmuyor yatağa aramıza alıyoruz. 1 saat geçsin geçmesin odasında kalan basıyor çığlığı. Ben ya da Erol, odasındakini alıp bizim odadan uzaklaştırıyoruz, diğerimizde, bizim yatakta uyuyanı uyandırmadan yatağına geri yatırıyoruz. Sonra mı? İşte bu işlem sırayla odasında kalan için defalarca tekrarlanıyor.
Tabii bu işin şanslı olduğumuz kısmı! Birde ikisinin aynı anda uyandığı senaryomuz var ki o evlere şenlik sırtına boynuna sağlık :) Genelde Erol birini alıp salona gidiyor (bu biri genelde Aras oluyor çünkü Atlas uyandığında beni istiyor) Sabaha kadar koltuk köşelerinde baba oğul uyuyorlar. Atlas'ta bizim yatakta benimle. Ama işte yatakta tek başımayken yanıma aldığımda dirhem uyku uyayamıyorum, aldığımız önlemlere rağmen ya düşerse diye...
İşte bizim son günlerde ki yeni huyumuz da böyle. Bakalım daha neler görücez :)
Not: Sabah yanımda minik bir cüceyle uyanmak harika birsey :)