8 Nisan 2014 Salı

Zaman

Biraz geçmişe gidince aslında herşeyin ilacının zaman olduğunu bir kez daha anladım...
Buraya not olarak eklensin. Kırgınlıklar, kızgınlıklar ve daha da önemlisi ve belki de daha da acısı, zaman bazen insana mutlu anılarını bile unutturuyor...

Unutamak için daha çok yazmalıyım...

İşe Dönüş...

İkizlere hamile olduğumu öğrenenlerin, genelde ilk şaşkınlıktan sonraki tepkileri iş hayatımla ilgiliydi. Bir daha asla çalışamayacağımı söyleyenler bile oldu. Hep çok saçma bir yorumdu bu benim için. Hayatımın bu kadar değişeceğinden bir haberdim çünkü henüz. Daha kucağıma bile almamıştım, kokularını içime çekmemiştim ki farkına varabileyim.
Kendi belirledikleri zamanda, hamileliğimin 34. haftasında kucağıma aldım minik erkeklerimi. Ve dünyam değişti! Birbirimize, yeni ailemize alışma sürecimiz, ilk ayların zorlukları, uykusuz geceler ( ki hala uykusuzuz :) )derken öyle çabuk geçti ki bu 15 ay. 
Hamileyken, hep aklımda 1 yaşına geldiklerinde yeniden çalışma planlarım vardı. Doğumdan sonra ise bunu nasıl yapacağımı, onlardan nasıl ayrılacağımı bilemez halde buldum kendimi. Bu çok kötü bir fikirmiş gibi geliyordu. Sadece tekrar iş hayatına dönmem gerektiğini biliyordum ama bunu yapmaya hiç cesaretim yoktu.Sanki ben çalışırsam, aç susuz kalacaklardı, daha da fenası beni özlemekten bunalımlara girip kötü anılar biriktireceklermiş gibi garip garip düşünceler vardı aklımda. Bu örnekleri daha da çoğaltıp daha işe başlamadan oturup ağladığım zamanları biliyorum.
Bir yanım deli gibi işe dönmek isterken, bir yanımda böyle düşündüğüm için vicdan azabından kıvranıyordu. 
Sonra instagram sayesinde tanıdığım harika insanların inanılmaz desteğiyle kendime geldim. Ne yapmak istiyordum? Bu çalışmama hali ne kadar devam edebilirdi? Büyüyüp okula gittiklerinde onca çalıştığım yılı bir kenara atıp ev kadınımı olmayı tercih edecektim? Bunu tercih eden annelere saygım sonsuz bu bir karar meselesi en nihayetinde...
Ve iş aramaya başladım. Şanslıydım ki çok uzun bir süre geçmeden buldum. zaten uzasaydı vazgeçebilirdim biliyorum.
Simdi evime 10 dakika mesafede iş yerim. 15 günü devirdim ve yavaş yavaş alışmaya başladım. İlk hafta her öğle arasında eve geliğ öğle uykularına yatırdım. Bol bol öpüp kokladım. İşim gereği müşteri ziyaretlerim olduğu için ikinci hafta daha az gelebildim ama yine de her fırsatta yanlarına gitmeye çalıştım.
Bu üçüncü haftamız ve hayatımda ki pozitif değişimin farkındayım. Kendime çok daha fazla özen göstermeye başladım. Çok daha planlıyım. Ve daha fazla derli toplu. Çalışmadığım zamanlarda mutfağı dağınık bırakıp yatabilme lüksünü kendimde görürken şimdi ertesi günün yemeklerini bile pişirecek gücüm var.
Asıl önemli nokta minik erkeklerime gelecek olursak, ilk hafta arkamdan kendilerini yerlere atıp ağlıyorlardı. Tabii kapıyı kapatıp çıktığımda bende! Şimdiyse beni öpücüklerle uğurluyorlar. Çok çabuk alıştılar. 1 yıldır bizimle olan ablamızında bunda büyük etkisi var tabii ki.
Bana gelecek olursak, çok daha sabırlıyım. Yersiz ağlamaları, gece uyanmaları bile daha az koyuyor. Yanlarında olduğum her anın keyfini çıkartmak için çabalıyorum. Hep söylenildiği gibi 'kaliteli vakit' geçiriyoruz.DAha çok oyun oynayıp onlarla daha çok yerlerde yuvarlanıyorum.Geceleri yatağımıza gelmek için ağladıklarında, yataklarında yatmadıkları için hayıflanmak yerine, daha onlar gelmeden 'hangisini yanımıza alsam' planları yapıyorum.Ben evdeyken daha az anne diyen bebeklerimin eve girdiğim anda annnneee diye sarılmaları ise ömre bedel...

Ben bu kadar korkup ertelediğim için yanıldığımı gördüm. Çocuklarım bu 3 haftada hala çok mutlu, hala karınları doyuyor ve hala uykularını uyuyorlar. İşten kalan zamanlarımda da sonsuz koşulsuz sevgimle onları şımartmaya, öpüp koklamaya devam ediyorum. Ve kendimi hayatın içinde güçlü bir anne olarak görüyorum tüm bu çabanın yine onlar için olduğunu düşünerek!


Not: işe başlayalı 2 ayı geçti.. Artık çocuklarda bende tamamen alıştık diyebiliriz. Sabahları öpüp koklamaktan geç kalsam da ayrılıklarımız gözyaşlarıyla olmuyor çok şükür...